Wednesday, September 21, 2011

cul-de-sac

Uzun zamandır soyle guzel bi film izlemedim diyorsanız, karşınızda bugünkü önerimiz: Cul-De-Sac!
1966 yapımı bu eser 2 adet gangsterin sebebini bilemediğimiz olaylar neticesinde yaralanmasını ve bir adada bohem takılmaya çalışan yeni evli bir çifte sığınmasını konu alıyor.
Gangsterlerden sempatik olanı aldığı yara sonucunda ilk gece hayata gözlerini yumuyor, diğeriyse çaresizce patronunun onu almasını bekliyor. Fakat zaman geçiyor da geçiyor, patron bir türlü gelmiyor..

Mekanımız eski bir şato. Bu şatoyu tası tarağı satan zengin bir İngiliz orta yaşlı beyefendisi almış. Kendini bu şatoda yalnız başına yaşayarak resim yapmaya koşullandırmış ancak ortaya çıkan başarılı bir tablo elbette yok. Yanına bir de Fransız yavru almış, ancak kızımız kafasına estiği gibi takılan, dengesiz ve cesur bir kız. Beyefendinin kafasındaki sınırların dışında yaşayan bir ablamız. Bir de tavuklar ve yumurtalar var her yerde. Durmadan üreyen ve yumurtlayan tavuklar.

Filmde enteresan olan gangsterle ev sahiplerinin gelişiyormuş gibi görünen ilişkileri. Sonra elbette görüyoruz ki bu dengeler aslında pamuk ipliğine bağlı ve kolayca sarpa sarıveriyor.

Filmin gerçekten zor koşullarda çekildiğini ve çekimler sırasında ekip ve oyuncularda gerilimin tırmandığını 2003 yılında film hakkında yapılan röportajlardan öğreniyoruz. Fransız bebişin Catherine Deneuve'ın kardeşi olduğunu ve buz gibi havada çırılçıplak denize girmesi gereken sahnenin aslında ne bela çekildiğini, başroldeki gangster abinin filmin 3-4. haftasından itibaren gerçekten asabının bozulduğunu ve çekimler boyunca da tüm ekibe 'gangsterlik' yaptığını öğreniyoruz. Görüntü yönetmeni yönetmene küsmüş, para bitmiş bilmem ne olmuş, falan filan envai çeşit sıkıntı yaşanmış.

Neyse işte güzel olmuş..
izlersiniz izlemediyseniz...


No comments:

Post a Comment